Açıklama: Naksibenditarikati.com kurucusu kardeşiniz olarak bizzat dinlediğim bir anıyı paylaşmak istedim.
Kategori: Sizlerin Anıları
Eklenme Tarihi: 21 Ocak 2015
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 16:48
Site: Nakşibendi Tarikatı - Öz değerleriyle birlikte.
URL: http://www.naksibenditarikati.com/detay.asp?icerikID=314
Nakşibendi yolunun büyüklerinden ve şu an Menzil köyünde yaşayan Gavs-ı Sani Şeyh Seyyid Abdulbaki ks. Hazretlerinin ağbeyi ve mürşidi olan Şeyh Seyyid Seyda Muhammed Raşid Erol ks. 22 Ekim 1993 tarihinde 63 (Peygamber Efendimizin sav vefat ettiği yaş) yaşında bu dünyadan ayrılmıştı...
Kabri, Adıyaman Kahta ilçesi Menzil köyü Merkad-ı Şerif kabristanlığındadır..
Seyda Hazretlerini rahmetle anarken bir anısını paylaşmak istedim. Bizzat bu olaya şahit olan bir ağabeyimden dinledim:
Bir gün Menzil'de Seyda Hazretleri vakit namazı kıldırmak için hanesinden camiiye gelmek üzereydiler. Sofiler geçeceği yolun iki tarafına dizilmiş mübareği beklemekteydiler. O sırada başında foter şapkası olan biri, artık meraktanmı nedir bir hikmet-i ilahi gelmiş oraya ki, sofilere Seyda Hazretlerini kastederek o da sıradan bizim gibi biri neden bu kadar üsteliyorsunuz gibisinden laflar ediyordu.
Tam o sırada Seyda Hazretleri göründü ve ağır adımlar ile camiiye doğru yürüyordu, sofiler o muhabbet ile edepli bir şekilde hazır halde idiler. Foter şapkalı kişi halen birşeyler konuşuyordu, Seyda Hazretleri tam onun olduğu yerden geçerken duymuş olacak ki, foter şapkalı adama dönüp bir baktı ve adamcağız elektrik çarpmışcasına yere yığılıp bayılmıştı. Burnundan kanlar geliyordu. Sofiler bir yandan adamı tutup ilgilenirken, mübarek adamın yanında gelip "Ellemeyin biraz pis kanı aksın, kendine gelince abdestini aldırın.. " buyurarak camiye gidiyordu.
Anlatan sofi abi şöyle devam ediyordu:
Adam ayılırken, "Tövbe estağfirullah.." diyerek kendine geliyordu. Sonra o kişi namazdan sonra pişman bir şekilde Seyda Hazretlerinin elini tutarak, Seyda Hazretlerinin vesilesi ile Allahu Tealaya tövbe edip, sofi olmakla şereflenmişti..
Evet kardeşler, hikmet ehli zatların işlerinde de birçok hikmetler olur. Allahu Teala iki cihanda da hikmet ehli hakikat erleri sevdiği kullarından ayırmasın."Allah Teâla Hazretleri şöyle ferman buyurdu: "Kim benim veli kuluma düşmanlık ederse ben de ona harp ilan ederim. Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım (aynî veya kifaye) şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı (aklettiği kalbi, konuştuğu dili) olurum. Benden bir şey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum. Ben yapacağım bir şeyde, mü'min kulumun ruhunu kabzetmedeki tereddüdüm kadar hiç tereddüte düşmedim: O ölümü sevmez, ben de onun sevmediği şeyi sevmem."(Buhârî, Rikak 38.)
Rıfat Erdemir / NaksibendiTarikati.com