| ||||||||||||||||||||
SADIK SOFİLERGALERYSİTEDE ARASON YORUMLANANLARSİTEMİZE ZİYARETLER!
|
Siirtli Hacı İdris Anlatıyor - MuhtarGavsı Kasrevi Seyyid Abdulhakim hazretlerinin yıllarca hizmetinde bulunmuş bir sofinin yaşadığı anılardan bir katre.. MUHTAR (Yazıda geçen Gavs hazretleri, şuan Adıyaman Kahta Menzil köyünde ikamet buyuran Gavsı Sani Seyyid Abdulbaki hazretlerinin mübarek babalarıdır.) Hacı İdris aslen Siirt'li olup, Gavsı Kasrevi Seyyid Abdulhakim El Hüseyni hazretlerinin yakınında hizmetinde bulunmuş güzel bir sofiydi.Hacı İdris anlatıyor: Gavs hazretleri bir gün bizide yanına alarak, Taruni tarafına irşat için yola çıktı. Gavsımız katıra binmişti. Katırın yularını Sofi Haydar çekiyordu. Bizde arkadan yürüyorduk. Bir miktar yol almıştık ki o civardaki köylerden birinin muhtarı olan bir kişiyi yolun alt tarafındaki tarladan bize doğru gelirken gördük. Bizi adap üzeri yürürken gören adam başladı ileri geri konuşmaya. Sözleri hakarete kadar varıyordu. Gavs k.s. sakın cevap vermeyin. Diye emretti. Adam yanımıza kadar gelince , sofi haydarın yanında yürümeye başladı. Ama susmuyor, gene aynı sözleri tekrarlıyordu. Sofi haydar dayanamadı. Gavs' ın görmediği bir anda, adama bir dirsek vurdu. Bir feryat koptu. Adam; birazda abartarak kendisini yere attı. Gavs k.s. sofi Haydara çok sert baktı ve "Size dokunmayın demedimmi" Diye de çıkıştı. Adamı teskin edip üstünü temizledikten sonra tekrar yola koyulduk. Gavs k.s. hazretleri bir müddet sonra cebinden çıkardığı tabakasından bir sigara sardı ve adama uzattı. Adam ben sigara içmiyorum. Dedi. ( Gavsımız sigara sarıp ikram ederdi tiryaki değildi ) Gavs hz. k.s "benim için bir tane iç". Dedi. Muhtar sigaradan bir nefes çekti. Durdu........... Birden yüksek sesle vallahi sen Gavs' sın, billahi sen gavs' sın, sen evliyasın. diye bağırıp feryat etmeye başladı. Bu seferde bu şekilde susturamıyorduk O ahval üzere dereye kadar geldik. Gavs k.s. katırdan indi. Biz sırtımız da kendisini suyun karşısına geçirecektik. Muhtar ; ver şeyhinin hatırına seni ben geçireyim. Dedi. çok ısrar edip şeyhinin hatırını öne koyunca Gavs dayanamadı ve bizimde muhalefetimize rağmen muhtarın isteğini kabul etti. Muhtar gavsı sırtına aldı,derenin içinde yürümeye başladı. Gittikçe derine doğru kayıyordu. Tam ortaya gelince durdu. Ben yoruldum dedi. Biz kızgınlıktan kendi kendimizi yiyorduk. Muhtar, Ya hakkımı verirsin yada seni suya bırakacağım dedi. Hem gavsın tepkisinden çekindiğimiz, hemde gavsımızın suya düşmesinden korktuğumuz için çaresiz donduk kaldık. Gavs k.s "ne istiyorsun?" Diye sordu.. Muhtarda mahşerde beni yalnız bırakmayacağına söz ver dedi. Gavs k.s. "seni şah'ı hazneye havale ettim." Dedi. (şah'ı hazne gavs'ın mürşidi idi ) Muhtar vallahi ben onu tanımıyorum, seni tanıyorum ve senden istiyorum. Dedi. Gavs k.s. bir müddet alnını tutup durdu. Sonra başını kaldırıp tamam. "İnşaallah bize izin verilirse bizde sizi unutmayız" buyurdu. karşıya geçtilerde bizde rahatladık. Taruni de adam tövbe aldı. Adapları yaptı. Gavs hazretleri k.s. o seferde kırk gün köyleri dolaştı. O muhtar kırk gün onu yalnız bırakmadı. Oysa biz beş on gün ancak kalabilmiştik O muhtar sadık bir sofi olarak yaşadı ve bu kapının mensubu olarak öldü. Allah rahmet etsin.
Bu yazı A.Topal hocamızın henüz yayınlanmamış BİR SOFİNİN HATIRALARI adlı eserinden alınmıştır. Tüm hakları saklıdır. Kaynak belirtilmek suretiyle yayınlanabilir. Keramet hakkında kısa bir bilgi; Keramet, kelime olarak: Değerli, üstün, güzel ve ikrâm. İstilahda; "mü'min ve salih kimsenin eli üzere cereyan eden harikulâde hal" anlamındadır. Bazı âlimler, harikulâdelik şartını koşmaksızın Allah'ın evliyaya her türlü ikramına kerâmet ismini vermişlerdir (Seyyid Sabık, el-Akidetü'l İslamiyye, Beyrut (ty), s. 24). Burada "harikulâde hal"den maksat, vuku buları olayın, genel-geçer tabiat kanunlarının dışında cereyan etmesidir. Bazı kardeşlerimiz, itikadı bozuk mezheplerin, akımların etkisinde kalarak, keramete inanmıyor, bu yönde bazı yorumlar yazıyorlar. Kısaca şunları söylemek icap eder. Allahu Teala, lanetlenmiş şeytana dahi nice özellikler vermiştir, saniyde dünyayı dolaşabilme gibi birçok özelliği olan şeytanda dahi bu özellikler var iken, Allahu Teala sevdiği kullarını neden güzel özellikler ile donatmasın, Allah (cc) adildir.. Evliyalar, Allah’a samimiyetle itaat eden seçkin kullardır. Allahu Teâlâ Kuranı Kerim’de, bunları iman ve takva sıfatıyla beyan etmiş ve şöyle buyurmuştur:“Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de. Onlar iman edip de takvaya ermiş olanlardır.” (Yunus; 62-63) "Hazret-i Süleyman’ın veziri Asaf, iki aylık mesafedeki Belkıs’ın tahtını, göz açıp kapayıncaya kadar getirdi. Hazret-i Süleyman, (Bu Rabbimin bir lütfudur) dedi." (Neml 40.ayet) [Bu ayeti kerimede görüldüğü üzere, Hazret-i Süleyman’ın veziri peygamber olmadığı halde, bu kerameti göstermiştir.] Nasıl ki, peygamberlerin mucizesi olduğu gibi varisi velilerinde kerametleri vardır. Biraz da sahabenin karemetlerinden örnek vermek icap eder; Hazret-i Ebu Bekir, vefat edeceği zaman, (Ya Âişe, bir oğlum ile iki kızım sana emanettir) dedi. (Babacığım benim bir kız kardeşim var. Öteki nerede?) diye sorunca, (Hanımım hamiledir) dedi. Vefatından sonra bir kızı doğdu. (Şevahid) Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Geçmiş ümmetler içinde vukuundan önce bazı şeyleri haber veren keramet ehli zatlar vardı. Ümmetimden ise Ömer onlardandır.) [Buhari, Müslim, Tirmizi] Hazret-i Ömer, Medine’de hutbe okurken, İran’a gönderdiği ordu mağlup olmak üzere iken, bu hali görüp, kumandana, (Ya Sariye, arkanı dağa ver) buyurdu. O da, dağa yanaştı ve zafere kavuştu.(Cami-ul-keramat, Kısas-ı enbiya, Şevahid, İrşad-üt-talibin) Hazret-i Ali, vefat edeceği zaman, (Tabutumu Arneyn’e götürün, orada ışık saçan bir kaya görürsünüz. Beni oraya defnedin!) buyurdu. Öyle yaptılar, buyurduğu gibi buldular. (Şevahid) Hazret-i Osman, yanına gelen birine, (Gözünde zina eseri var. Bir kadına bakmışsın) buyurdu. O kimse, (Nereden bildin?) dedi. Hazret-i Osman da, (Müminin firasetinden korkun, o, Allah’ın nuru ile bakar) hadis-i şerifini bildirdi. (Buhari) (Cami-ul-keramat) Hazret-i Ömer’in oğlu Abdullah, insanların yolunu kesen aslana, (Derhal uzaklaş) diye kızınca, aslan kuyruğunu sallayarak uzaklaştı. İbni Ömer hazretleri, “Resulullah elbette doğru söyler” diyerek,(Allah’tan korkandan her şey korkar) hadis-i şerifini bildirdi. (Hakim) Hazret-i Hubeyb, esir edilince, yanına gelenler, onun önünde taze üzüm görürlerdi. (Buhari) Avn bin Abdullah güneşte uyurken, bir bulut ona gölge ederdi. (Ebu Nuaym) Evliyanın kerameti, enbiyanın mucizelerinin devamıdır. Bu ümmetin evliyasından hasıl olan kerametler de Peygamber efendimizin mucizesidir. (Huccetullahi alel âlemin) Bir büyük tehlikede şudur ki, mucize ve kerameti inkar edenin küfre düşerek kafir olacağıdır. Allahu Teala bizleri bu tehlikelerden muhafaza eylesin. Bu yazı 18370 defa okunmuştur.
|
BAZI YAZILAR...MENZYL SYLSYLE-Y ALYYYE
Silsile-i aliyye ne demektir? Hz. Muhammed Mustafa (sav) 1 Hz. Ebubekr Sıddık (ra) 2 Selman-ı Farisi (ks) Hz. 3 Kasım bin Muhammed (ks) Hz. 4 İmam Cafer-i Sadık (ks) Hz. 5 Bayezid-i Bistami (ks) Hz. 6 Ebu Hasen Harakani (ks) Hz. 7 Ebu Ali Farmedi (ks) Hz. 8 Hace Yusuf Hemedani (ks) Hz. 9 Hace Abdülhalık Gücdevani (ks) Hz. 10 Hace Arif-i Rivegeri (ks) 11 Hace Mahmud İnciri Fağnevi (ks) Hz. 12 Hace Ali Ramiteni Hz. (ks) 13 Muhammed Baba Semmasi (ks) Hz. 14 Seyyid Emir Külal (ks) Hz. 15 Şah-ı Nakşibend (ks) Hz. 16 Alaeddin Attar (ks) Hz. 17 Yakub-i Çerhi (ks) Hz. 18 Hace Ubeydullah Ahrar (ks) Hz. 19 Mevlana Muhammed Zahid (ks) Hz. 20 Mevlana Derviş Muhammed (ks) Hz. 21 Hace Muhammed Emkeneki (ks) Hz. 22 Muhammed Baki Billah (ks) Hz. 23 İmam-ı Rabbani (ks) Hz. 24 Muhammed Masum (ks) Hz. 25 Mevlana M. Seyfeddin Faruki (ks) Hz. 26 Seyyid Nur Muhammed Bedauni (ks) Hz. 27 Mazharı Can-ı Canan (ks) Hz. 28 Şeyh Abdullah-ı Dehlevi (ks) Hz. 29 Şeyh Mevlana Halid Bağdadi (ks) Hz. 30 Seyyid Abdullah (ks) Hz. 31 Seyyid Taha (ks) Hz. 32 Seyyid Sıbgatullah Arvasi (ks) Hz. 33 Şeyh Abdurrahman-ı Tahi (ks) Hz. 34 Şeyh Fethullah Verkanisi (ks) Hz. 35 Şeyh Muhammed Ziyaeddin Nurşini (ks) Hz. 36 Şeyh Ahmed El Haznevi (ks) Hz. 37 Gavs-ı Azam Seyyid Abdulhakim ElHuseyni (ks) Hz. 38 Seyyid Muhammed Raşid Erol (ks) Hz. 39 Gavs-ı Sani Seyyid Abdulbaki (ks) Hz. Hakkında 40 Sultan Şeyh Seyyid M. Saki Elhüseyni (ks) Hz. TASAVVUF KÖŞESİ
|
||||||||||||||||||
(c) Web sitemizin Vakıf, dernek vb. kuruluşlar ile resmi bir bağı kesinlikle yoktur, tamamen kişisel çabalarla kurulmuş bir web sitesidir. Ancak istifade edilmesi için yazı ve linklerini kaynak belirterek yayınlayıp, destek verdiğimizde olabilir. Ayrıca diğer kaynaklardan, ehli sünnet çizgisinde gördüğümüz çalışmaları kaynak göstererek sitemizde yayınlamaktayız. Niyetimiz, sayısız faydasını gördüğümüz, Kuran ve Sünnet esaslı bu yüce Nakşibendi yolunu insanların tanıması ve istifade etmesine vesile olabilmektir. Sitemizden emeğe saygı çerçevesinde kaynak göstererek her türlü alıntı yapılabilinir. www.NaksibendiTarikati.com
Alt Yapy: MyDesign - Dizayn ve Hosting: Ri-Mer Bili?im |