| ||||||||||||||||||||||||||||
SADIK SOFİLERGALERYSİTEDE ARASON YORUMLANANLARSİTEMİZE ZİYARETLER!
|
Tasavvuf Dinin Neresinde?Rahmetli Mehmet Ildırar'ın Semerkand Dergisinde yayınlanan bir sohbeti.. Her müslümanın, inanç ve ibadet esaslarını öğrendikten sonra ihlâsı öğrenmesi şarttır. Yani Allah Tealâ’ya riyasız, yapmacıksız, samimi kul olmayı da öğrenmesi gerekir. Çevremizdeki ilişkilerde samimiyet, dürüstlük nasıl ki seviliyor, takdirle karşılanıyorsa, Allah Tealâ’yla irtibatımızda da samimi, içten olmamız bizi O’na daha yakın kılar.
Muaz b. Cebel r.a. Hazretlerinin rivayet ettiği bir hadis-i şerifin bildirdiği üzere, yedinci kat semadaki melekler ibadetlerimizi, işlerimizi kontrol eder. Allah için ihlâslı olup olmadıklarına bakarlar. Riyalı, yalancı, samimiyetsiz işler yücelere çıkamayıp geri çevrilirler. İhlâsı edinmek için alınan eğitime, tahsile tasavvuf denir. Tasavvuf eğitimi, taşı pirinçten ayıklamak gibi ibadetlerimizi de riyadan arındırmayı gaye edinmiştir. Usulüne uygun davranan kişileri güzel ahlâk sahibi yapar. İmkanımız olmasına rağmen farz olan dinî bilgileri öğrenmezsek günahkâr oluruz. İhlâsın öğrenilmesi de böylesine önemlidir. Bir din alimi bile olsan ihlâsı öğrenmemişsen hataya düşersin. Mesela şeytan, alimleri önce hizmete teşvik eder, sonra da: “Senin gibi konuşan, bilgili, cemaati çok olan başka bir hoca daha yok!” diyerek riyakâr eder, cehenneme sürükler. Bu yüzden alim olsun cahil olsun herkesin tasavvuf eğitimine ihtiyacı var. Tasavvuf dinden ayrı değildir. Kaynağı dindir ve makbul bir dindarlığı yaşamaya en büyük yardımcıdır. Mesela hasedin ve kendini beğenmişliğin ne olduğunu öğrenmeden, bu iki kötü huydan kurtulmadan yapılan ibadetler nasıl semalara yükselecektir. Aksine, bu iki kötü huy ateşin odunu yakıp kül ettiği gibi yapılan ibadetlere zarar verir. Tasavvuf, ilmin iki kısmını da şart koşar. Öncelikle en azından temel dinî bilgilere sahip olmak, kendi kanaatiyle değil de dinin bildirdiği şekliyle haramı helali, farzı nafileyi ayırt edip günlük hayatında ona göre hareket etmek, iç dünyasında ise tasavvufun usulleriyle gayret edip ahlâkını güzelleştirmek... İlimsiz, bilgisiz dervişlik şeytana maskara olmaya yol açar. Derviş olan bir eliyle Allah’ın emirlerini ve kitapları okur, diğer eliyle kendi ahlâkına bakar. Gününü başkalarının kusurlarıyla uğraşarak geçiren kişilerin yaptığı dervişlik değildir. Halbuki tasavvuf ehli olanlar her zaman insanlar arasındaki ilişkilerde yapıcılıklarıyla bilinegelmişlerdir. Güzel ahlâkı edinmeye çalışırlarken toplum düzeninin de temel taşı olurlar. İnsanlar arasında fitneye yol açabilecek konulardan uzak dururlar. Herkesin iyi halini ister, kötü durumlara düşmelerini istemezler. Bunların kâmil, olgun insanlara has davranışlar olduğu ortadadır. Bu kemalâtın mal mülk çokluğuyla, makamla mevkiyle bir ilgisi yok. Zahir ilminde ilerlemiş olmak da tek başına yeterli değildir. İlmin çoğalması kibri getirdiyse bu bela olur. İlim arttıkça kibir yerine tevazu artmalıdır, halim selim olmalıdır. İlmi arttıkça ameli de artmalıdır. Ameli arttıkça zühd ve vera sahibi olmak gerekir. İlmi artan kimsenin ameli artmayıp kibir ve riyası artıyorsa onunki yalnızca ezbere bir ilimdir. Fetva verecek bilgiye sahiptir, fakat asıl ilimden yoksundur. Asıl ilimden murad, kulun kendini ve Rabbini bilmesi, Allah’tan korkup O’nu arzulamasıdır. Bu da nefsi ıslah edip güzel ahlâkı edinmedikçe gerçekleşmez. Bu yazı 10856 defa okunmuştur.
|
BAZI YAZILAR...MENZYL SYLSYLE-Y ALYYYE
Silsile-i aliyye ne demektir? Hz. Muhammed Mustafa (sav) 1 Hz. Ebubekr Sıddık (ra) 2 Selman-ı Farisi (ks) Hz. 3 Kasım bin Muhammed (ks) Hz. 4 İmam Cafer-i Sadık (ks) Hz. 5 Bayezid-i Bistami (ks) Hz. 6 Ebu Hasen Harakani (ks) Hz. 7 Ebu Ali Farmedi (ks) Hz. 8 Hace Yusuf Hemedani (ks) Hz. 9 Hace Abdülhalık Gücdevani (ks) Hz. 10 Hace Arif-i Rivegeri (ks) 11 Hace Mahmud İnciri Fağnevi (ks) Hz. 12 Hace Ali Ramiteni Hz. (ks) 13 Muhammed Baba Semmasi (ks) Hz. 14 Seyyid Emir Külal (ks) Hz. 15 Şah-ı Nakşibend (ks) Hz. 16 Alaeddin Attar (ks) Hz. 17 Yakub-i Çerhi (ks) Hz. 18 Hace Ubeydullah Ahrar (ks) Hz. 19 Mevlana Muhammed Zahid (ks) Hz. 20 Mevlana Derviş Muhammed (ks) Hz. 21 Hace Muhammed Emkeneki (ks) Hz. 22 Muhammed Baki Billah (ks) Hz. 23 İmam-ı Rabbani (ks) Hz. 24 Muhammed Masum (ks) Hz. 25 Mevlana M. Seyfeddin Faruki (ks) Hz. 26 Seyyid Nur Muhammed Bedauni (ks) Hz. 27 Mazharı Can-ı Canan (ks) Hz. 28 Şeyh Abdullah-ı Dehlevi (ks) Hz. 29 Şeyh Mevlana Halid Bağdadi (ks) Hz. 30 Seyyid Abdullah (ks) Hz. 31 Seyyid Taha (ks) Hz. 32 Seyyid Sıbgatullah Arvasi (ks) Hz. 33 Şeyh Abdurrahman-ı Tahi (ks) Hz. 34 Şeyh Fethullah Verkanisi (ks) Hz. 35 Şeyh Muhammed Ziyaeddin Nurşini (ks) Hz. 36 Şeyh Ahmed El Haznevi (ks) Hz. 37 Gavs-ı Azam Seyyid Abdulhakim ElHuseyni (ks) Hz. 38 Seyyid Muhammed Raşid Erol (ks) Hz. 39 Gavs-ı Sani Seyyid Abdulbaki (ks) Hz. Hakkında 40 Sultan Şeyh Seyyid M. Saki Elhüseyni (ks) Hz. TASAVVUF KÖŞESİ
|
||||||||||||||||||||||||||
(c) Web sitemizin Vakıf, dernek vb. kuruluşlar ile resmi bir bağı kesinlikle yoktur, tamamen kişisel çabalarla kurulmuş bir web sitesidir. Ancak istifade edilmesi için yazı ve linklerini kaynak belirterek yayınlayıp, destek verdiğimizde olabilir. Ayrıca diğer kaynaklardan, ehli sünnet çizgisinde gördüğümüz çalışmaları kaynak göstererek sitemizde yayınlamaktayız. Niyetimiz, sayısız faydasını gördüğümüz, Kuran ve Sünnet esaslı bu yüce Nakşibendi yolunu insanların tanıması ve istifade etmesine vesile olabilmektir. Sitemizden emeğe saygı çerçevesinde kaynak göstererek her türlü alıntı yapılabilinir. www.NaksibendiTarikati.com
Alt Yapy: MyDesign - Dizayn ve Hosting: Ri-Mer Bili?im |