Nakşibendi Tarikatı - Öz değerleriyle birlikte.
ANASAYFA SİTEDE ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE SORU SORUN? İLETİŞİM

CANLI YAYIN İZLEYİN...

 
 
 

GALERY

ANKET

Yeni web sitemizi nasıl buldunuz?





Tüm Anketler

SİTEDE ARA


Gelişmiş Arama

SİTEMİZE ZİYARETLER!

 
Bugün Tekil244 
Bugün Çoğul351 
Toplam Tekil 8576264 
Toplam Çoğul12517458 
Ip 185.50.70.3

REKLAM

 

DESTEK

Gavs-ı Sani Seyyid Abdulbaki (ks) Hz. Tarikat Hakkında

Gavs-ı Sani Seyyid Abdulbaki (ks) Hz. Tarikat Hakkında

Tarih 17 Ekim 2010, 23:19 Editör

Gavs-ı Sani Seyyid Abdulbaki (ks) Hz. Tarikat Hakkındaki sözleri...


“Bu tarikat-ı aliye Kur’anın özüdür, Kur’anı Kerimin hikmeti, takvasıdır. Bu tarikat-ı aliye çok değerlidir, çok hassastır, naziktir. Bu tarikatı aliye bembeyazdır, en ufak bir leke olursa hemen gösterir, leke değmemesi için çok dikkatli olmak lazım. Bu ebedi olarak insanın hayatını kurtarır”


Nakşibendi Tarikatının gayesi Allahın rızasıdır. Bu tarikatı aliyenin gayesi emri bil maruf nehyi Anil münkerdir. Yani Allahın emirlerini yerine getirip, yasaklarından uzaklaşmaktır. Bunu kalbine Nakş etmektir. Bunu yapmakta bir ibadettir. Allahu teala kur’anda buyururki

—(Ey ademoğlu şeytana Tapmayın o sizin düşmanınızdır. Bana ibadet edin doğru yol budur)-(yasin—60-61) işte bu ibadet Tarikatın gayesidir. Gaye Allahın emirlerini yerine getirmek yasaklarından uzak durmaktır. Böyle Davranmak ameli salihtir. Ameli Salih ise Allahın rızasıdır. Tarikatta bunun üzerinde durmaktır.

Bu tarıkatı aliyenin amacı Allahu tealanın rızasını almak ve onun emirlerini yerine getirmektir.


“ Bu tarikatı Nakşibendiyenin gayesi cihattır en büyük cihad nefis ve şeytan üzerinedir ilk önce İnsan kendi nefsine dikkat etmesi gerekir. Nakşibendilerin amelleri zikirlerinin gayesi kalb hidayetidir."


“Tarikat şeriatın özüdür. Tarikat takvadır. Bu ikisi birbirinden ayrılmaz, ikisini birbirinden ayıran, şeriat ayrı şeydir, tarikat ayrı bir şeydir diyen zındıktır


“Bu tarikatı aliye tarikatı Nakşibendi kıyamete kadar devam edecektir.


“ Bu tarikatı aliyenin niyetide, işide aynıdır.


“Tarikat bozulmaz insan bozulur.


“Bu yol sıratı müstakimdir. Bu tarikatta ebubekiri sıddıkin yoludur. Sadakat yoludur sıdık olmak lazım.


“Şeriat kök tarikat gövde amel ise meyvedir bu üçü şarttır. Kök olmasa gövde ayakta duramaz gövde olmasa meyvelerde olmaz. Yalnız kök ve gövde ama meyve olmazsa olmaz. Meyvesiz ağaç ise odun olur kesilir yakılır. Tarikat ve şeriat bir bütündür. Ayrı şeyler değildir. Her kim şeriatı ve tarikatı ayırmaya kalkarsa zındık olur.Tarikat nurdur ışıktır aynen taksinin farı gibi taksinin her şeyi tamam olsa fakat farı ışığı olmasa sağlıklı gidemez,kısa zamanda tepe takla gider.”


“ Resulullah(s.a.v) buyurmuştur ki “ Kıyamete kadar hak üzere bulunan bir cemaat olacak”. O da bu tariki aliyedir. Çünkü diğerlerine bakıyoruz (isim vermiyoruz) kimi dünyalık için, kimi koltuk için çalisiyor. Allah rızası için çalismiyor yada şeriata dikkat etmiyorlar, edebe adaba uymuyorlar. Gavs hazretleri de “Bu tariki aliye, tariki Nakşi kıyamete kadar devam edecek” demiş. Gavsın bu sözü ve Efendimiz (s.a.v) hadisine bakıyoruz, bu yoldan başka tariki müstakim kalmamış. İnşaallah kıyamete kadar devam eder. Bizde bu kanaatteyiz.


“Bütün cehalet cahillikten doğuyor. İnsan kök yani Şeriat, gövde tarikatı olsa meyvesi, yani virdi yoksa yine olmuyor. Vird nurdur, ışıktır. Şeriat, Tarikat ve amel bunlardan bir tanesi noksan olsa, Sadatlar kabul etmiyor. Şeriat, Tarikat, Vird Allahu Teala'nın levhasıdır. Resulullah Efendimiz (sav) in levhasıdır. Ebubekir Sıddık (ra) ve Sadatı Kiramın levhasıdır. Süt gibi, kar gibi bembeyaz nurdur. Zerrei miskal leke kabul etmez”

“ Nakşîbendi Tarikatı hakiki bir tarikattır. Bundan istifade edip gayeye ulaşmak da ancak tarikata uymayan şeylerden kaçınmak, tarikatın yolundan gitmek ve Allah’a ulaşmayı hedef edinmekle mümkündür. Bu da ancak manevi kuvvetle, sâdâtın himmeti, ve nazarlarıyla olur. Amelinin kuvvetiyle hedefe kimse ulaşamaz. Daha henüz tarikata girmeden bile insanda değişmeler olmaya başlar. Allah muhabbeti hasıl olur. Rabbü’l-Âlemin Hazretleri’nin sevgisi kalplere dolmaya başlar. Kalpler dünyadan koparak, Allah’a, Allah yoluna yönelir. Fakat ne zaman ki tarikata girilirse bu haller o zaman daha da pekişir, kuvvetlenir. Bütün bu değişmeler sohbet kuvvetiyle, zahiri kuvvetle değil, ancak ve ancak manevi kuvvetle, sâdâtın himmeti ve Nakşîbendi Tarikatı’nın bereketiyle meydana gelir”.

İnsan hakiki olarak tarikata girdikten, hakiki olarak tövbe edip pişman olduktan sonra, derhal dünya muhabbetinin kesildiğini, eski tamah, buğz ve düşmanlık hallerinin kalmadığını, eski fiil ve hareketlerinin terk edildiğini görür, anlar. Bütün arkadaşlarının değiştiğini fark eder. Tövbe edip tarikata giren o kimsenin huyu değişir; halim olur, sabır ehli olur, kendisinden hakiki muhabbet zuhuru gelir. Allah’a kulluk, tâât tatlı olmaya başlar. İşte bütün bu değişmeler ancak manevi kuvvetle olabilir, zahiri kuvvetle değil. Çok güzel vaaz ve nasihat edip sohbette bulunan çok kimseler vardır ki, topluluklara hitap ederler. Herkes onları dinler. Fakat hiçbir te’sir icra edemezler. Cemaat dağıldıktan sonra sanki hiç o vaaz ve nasihatı dinlememişler gibi cemaatle değişme olmaz. Eğer zahiri kuvvetle irşad işi olsaydı, cemaatin çok değişmesi icap ederdi. İşte bunlar gösteriyor ki, Nakşîbendi’lerdeki değişmeler, düzelmeler bir manevi tasarrufun neticesidir. Zahiri tasarrufla değildir.


Gavs (K.S.A) buyurdu. Gavs-i Hizanî’den bahs ederek, “Onun sohbetleri yok denecek kadar azdı, çok ender sohbet ederdi. Fakat manevi tasarrufun çoklugundan cemaatinin hemen hepsi Allah aşkı, cezbe ve muhabbet içinde bulunurlardı. Zahiri tasarrufla olsaydı bunların olmaması icap ederdi. Demek ki manevi tasarrufla olmaktadır.”

İnsanın Allah’a, bu Nakşîbendi Tarikatı’nı nasip ettiği için, insanı vasıta kıldığı için çok hamd ve şükür etmesi lâzım gelir. İnsan gerçekleri ancak bu Tarikata girdikten sonra görebiliyor. Nakşîbendi Tarikatı’nda olanlar, özellikle tarikatta olmayanlara baktığı zaman, onların bu helâldir, şu helâl değil, diye tefrik etmeden önlerine ne gelirse, hoşlarına ne giderse, almakta ve yapmakta olduklarını görüp şeriat ve tarikattan, onların emirlerinden haberlerinin hiç olmadığını müşahede ediyor. Fakat insan tarikata girdikten sonra bunlardan uzaklaştığını görüp hissettiği için Allah’a çok şükür ve hamd etmesi lâzımdır. Çünkü Cenab-ı Hak bu tarikatı âliyi kendisine nasip edip kurtuluşuna sebep kılmıştır.

İnsanın tarikatın kıymetini bilip verilen vazifelere devam etmesi, atalet göstermemesi lâzımdır ki Allah-u Teâla vermiş olduğu nimetleri geri almasın. Rabbü’l-Âlemin verdiği nimetin kıymetini bilmeyenlerin elinden alır. Nasıl ki Allah-u Teâla bir yerden insana rızkını verdi mi, ona riayet edip o işe sarılması lâzımdır ki işini kaybetmesin, Rabbü’l-Âlemin onun rızkını kesmesin. İşte Allah yolu da aynen böyledir. İnsan bir yerden bir menfaat görürse ona devam etmesi lâzımdır ki Allah-u Teâla elinden almasın. Buna göre kişi Müslümanlığını ziyadeleştirmesi, günahlardan kendini daha çok muhafaza etmesi, Allah emrine karşi gelmekten kendini daha koruması, Allah’ın vermiş olduğu nimetleri unutmaması, amellerinde gevşeklik yapmayıp bilâkis onu günden güne ziyadeleştirmesi icap eder.

“BU TARİK-İ NAKŞIBENDİ TARİK-İ MÜSTAKİMDİR. SADIK BİR YOLDUR. SONRA EN SADIK YOLDUR. EBU BEKİR-İ SIDDIK YOLUDUR.O SIDKI İLE GİDİYOR. O SIDK İLE SADIK OLMAK ŞARTTIR SADIK OLALIM Kİ; BİZ MENFAAT BULALIM. PEYGAMBER(SAV)ÜMMETI DE MENFAAT BULSUN. ALLAHU TEALA BU TARİKATI MÜSTAKİMİ BİZE NASİP ETSİN, BU TARİKATI MÜSTAKİMİ DEVAM ETTİRSİN. KİYAMETE KADARBİZİPEYGAMBER (SAV) NİN ŞEFAATİNDEN AYIRMASIN. BU SAADATI NAKŞIBENDİNİN GÖLGESİNDEN AYIRMASIN. BU PEYGAMBERBU PEYGAMBER (SAV)’İN YOLUNDAN DA AYIRMASIN. SAADATI NAKŞIBENDİNİ YOLUNDAN TARİKATI MÜSTAKIMDEN AYIRMASIN. "


Bu yazı 17213 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit




Tasavvuf-Nakşibendilik

Saki'ce yaşamanın her türlü bedeline razıyız..

Saki'ce yaşamanın her türlü bedeline razıyız.. Genel gündem olarak bazı fitnelere cevabımızdır..

Sofilik yolunun edepleri

Sofilik yolunun edepleri Nakşibendilikte bir sofinin edep başlangıcı..

MENZYL SYLSYLE-Y ALYYYE

Söz ve Resim
Nimete kavuşanların inkarından sakının.

HZ.MUHAMMED (S.A.V)

SÖZLÜK

(c) Web sitemizin Vakıf, dernek vb. kuruluşlar ile resmi bir bağı kesinlikle yoktur, tamamen kişisel çabalarla kurulmuş bir web sitesidir. Ancak istifade edilmesi için yazı ve linklerini kaynak belirterek yayınlayıp, destek verdiğimizde olabilir. Ayrıca diğer kaynaklardan, ehli sünnet çizgisinde gördüğümüz çalışmaları kaynak göstererek sitemizde yayınlamaktayız. Niyetimiz, sayısız faydasını gördüğümüz, Kuran ve Sünnet esaslı bu yüce Nakşibendi yolunu insanların tanıması ve istifade etmesine vesile olabilmektir. Sitemizden emeğe saygı çerçevesinde kaynak göstererek her türlü alıntı yapılabilinir. www.NaksibendiTarikati.com
RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Alt Yapy: MyDesign - Dizayn ve Hosting: Ri-Mer Bili?im